10 Şubat 2016 Çarşamba

Tembellik Hakkı- Paul Lafargue


Kitabın Adı: Tembellik Hakkı
Orjinal Adı: Le droit a la paresse
Çeviri: Mehmet Köle
1. Baskı
 Aralık 2014
Sayfa Sayısı: 68

Kitap marksist yazar Paul Lafargu tarafından kaleme alınmıştır. Kitabın yazılma amaçlarından biri ise şudur: " Louis Blanc2un 1848 yılında yayımlanan "Çalışa Hakkı" adlı eserine bir cevap olarak yazılmış. Louis Blanc'in bu eseri, Reformcu sosyalistler tarafından ele alınmış ve alay konusu olmuş. Paul Lafargue içinde aynı şekilde bir alaya alma eseri olarak niteleyebiliriz.






    Çalışma Hakkında Ne Anlatılıyor?

   Tembellik Hakkı'nı anlayabilmek için "Çalışma Hakkı" adlı eseri okumam gerektiği kanaatine vardım. Ne yazık ki, Kitapla ilgili pek bir şey bulamadım. İnternet üzerinde de  araştırmaya çalıştım ama yok maalesef. En iyisi yazarın yani Louis Blanc hakkında bilgi edinmemeiz. Kendisi Fransız Sosyalist. 1848 ihtilallerinde etkili bir isim olmuş. Yani Paul Lafargue ile aynı görüşteler(Tabi aynı görüş içinde çok farklılık olabilir). Öyleyse neden reformcu sosyalistler tarafından alaya alınmış?
 
  Kitabın temelinde yatan ideolojiler komünizm ve sosyalizm. Eleştiri yaptığı nokta ise işçilerin modern birer köleye dönüştürülüp asgari olarak 12 saat çalışmalarını eleştiriyor. Bu nedenle işçiler çalışıyor hatta onlara daha çok çalışmaları için işverenlerin ve din adamlarının teşvik etmesini de eleştiriyor. Çünkü işçiler ne kadar kendinilerii işe verirse Rothschild'lerin zenginliği o kadar artacaktı.Yani herkes için çalışma kutsal bir şeydi. Ama Rothschild'e insanın tembel olması gerektiğini söylerseniz ne olur? İşte bu noktada Tembellik Hakkının önemli olduğunu bize anlatıyor.
 
  Kitapta geçen ifadeler biri ise şu: "Çalışmayan Yemesin" bana göre doğru bir ifade ama kitapta eleştirilmiş. Herkes eşit haklardan yararlanmalıymış.( Kömünizme göre herkes eşittir mantığı)
O zaman çalışmayan insanla çalışanı sen aynı kefede görmek istiyorsun. Bu alın terine saygısızlık değil mi?
 
  Bir başaka nokta ise şöyle bir ifadede vardı: "Gerçekten de tarım insanlık tarihinde köle gibi çalışmanın ilk ilamıdır. İncil geleneğine göre ilk katil Kabil bir çiftçiydi."Az önce ki cümlenin ne kadar mantık dışı olduğunu söylemekten kendimi geri alamıyorum. Çünkü insanın karnını doyurması lazım ve bu tarımla başladı ve halen tarım günümüz için önemli. İlk katikin çifti olması önermesi ise mantık dışı. Neden mi ?  Bu ifadeye göre; "Köleler çiftçidir. Çiftçiler ise Katildir." gibi bir sonuca varılmamız isteniyor.  Diğer bir mantık dışı olamsının sebebi Sosyalistler dine inanmazlar. Bir dine inanmadığın halde nasıl onun kutsal kaynağından kendi tezini güçlendirirsin? Çelişkili değil mi? Bence çelişkili...
   Genel olarak bu kitabı okumak bana çok şey kazandırdı. Bu ideolojiler ile ilgili daha önce romanlar okumuştum. Ama bu direk bir Sosyalistin kaleminden çıktığı için kitapla tartıştık. Kitabı direk okumanızı tavsiye etmem.Karl Marx kitaplarını okumak gerektiğini düşünüyorum Çünkü kitapta Marx'tan alıntılar yapmış. Ancak açıklama konusunda başarısız kalmış. Marx'tan sonra okumanızı tavsiye ederim. Bende hiç Marx okumadım. Bu yaz okumayı düşünüyorum. Gerçi Kitabta şöyle bir ifadede vardı :" Bilim Tanrı'yı yok saymıyor, daha iyisini yapıyor, onu gereksiz kılıyor." yani İncile gerktiğinde inanır gerektiğinde inanmayan bir düşünce ortaya çıkıyor. Tanrıyı inkar ederek bir yere ulaşamayınca çözüm olarak Tanrıyı gereksiz bulmayı yeğliyorlar. İşine nasıl gelirse yani. Bu durumda herhalde paragrafın başında ki ifade anlamlı hale geliyor?

 Çok soru sorduğum bir kitaptı. Bu konu hakkında kendimi daha çok geliştirip yazmak istiyorum.

 İşte Alıntılar:

Çağımızın çalışma yüzyılı olduğu söyleniyor; aslında acının, sefaletin ve çürümenin yüzyılı.

Dolayısıyla, kemer sıkan işçi sınıfı, aşırı tüketime mahkum burjuvazinin göbeğini iyice şişirmiştir.

"Her ürünümüz pazara sürümünü kolaylaştıracak ve ömrünü kısaltacak şekilde soysuzlaştırılıyor. Tıpkı insanlığın ilk çağlarının, üretimlerin niteliğine bağlı olarak, taş çağı, tunç çağı adını alması gibi, bizim çağımız da sahtekârlık çağı diye adlandırılacaktır."
İşçiler, aşırı çalışarak kendi güçlerini ve evlatlarının güçlerini tükettiklerini; yıprandıklarından, vaktinden önce çalışamaz hale geleceklerini; kanlarını emen bir ahlaksızlıkla sersemlemiş halleriyle insanlıktan çıkıp insan müsveddesi olduklarını; kendi içlerindeki bütün güzel yetenekleri öldürerek yalnızca öfkeli çalışma çılgınlığını ayakta tuttuklarını anlayamayacaklar mıdır?

Tüm bireysel ve toplumsal yoksulluklar çalışmaya olan tutkudan doğmuştur.

İktisatçılar ise işçilere tekrarlayıp duruyorlar. Toplumsal serveti arttırmak için çalışın!
Ama bir başka iktisatçı, Destut de Tracy onlara şu cevabı veriyor:"Yoksul uluslar, halkın rahat ettiği uluslardır; zengin uluslarda ise halk genelde yoksuldur."

"Emekçiler, üretici sermayelerin birikimine katkıda bulunarak ,ücretlerinin bir kısmını er ya da geç ellerinden alacak olaya katkıda bulunurlar."

     

25 yorum:

  1. bu kitabı aşırı merak ediyorum bu kadar tartışmalı cevaplı falan bişey miymiş hiç bilmiyordum. Sıkıcı değildi inşallah?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha doğrusu bana göre tartışmalıydı. Sıkıcı değil 68 sayfa sıkılmazsın. :) Kitap zaten kendini okutuyor :)

      Sil
  2. Mümin Sekman birkaç kitabında bu kitaptan bahsetmişti ve elime geçerse okumayı düşünüyordum. Demek ki önce Çalışma Hakkı nı okumak lazım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mümin Sekman hiç okumadım. Çalışma Hakkı diye bir kitap bulamadım.Türkiye de yok sanırım. Orjinal Dili ise Fransızca Sanırım birilerinin çevirmesi lazım :(

      Sil
  3. Geçen yaz okuyup sevmiştim bunu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için teşekkür ederim. İnsanın zevklerine göre değişiyor :)

      Sil
  4. ne güzel anlatmışsın. okudum ben de bu kitabı. iyi kitap önemli konular. bir de bak ivan illich var benzer (şenlikli toplum) ve guy debord (gösteri toplumu). ne güzel konular diy mi bunlar. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onları bilmiyordum. Bencede insanı geliştiriyor :)

      Sil
  5. Merhaba :) Okunmaya değer bir kitap <3

    YanıtlaSil
  6. Merak ettim kitabı daha önce hiç denk gelmedim, fırsat bulup kitapçıma gitsem heralde bi 10-15 kitap alıp çıkıcam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen birde bana sor.Bir gitsem yüzlerce alıcam ama ışte imkan ve fırsatı olmuyor insanın

      Sil
  7. Tembellik deyince bu kitap bana göre dedim:) ama ideolojik bir kitap olduğunu anladım yazdıklarını okuyunca. Farklı görüşler her zaman iyidir, okunabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de insanı geliştirir. Yorum için teşekkürler

      Sil
  8. vay kitap süpermiş gerçekten , aslında bence bu dünyada %100 uygulanabilir ve %100 olumlu sonuçlanabilir denilen bir düzen yok . Herkes eşit olsun diyoruz ama senin de belirttiğin üzere o zaman çalışan ile çalışmayanı ayırmak mümkün değil , kimsenin hakkı yenmesin diyoruz ama öyle işverenler ne yazık ki hiç yok . Öyle bir şey işte ama güzel konular bunlar , düşünülesi , irdelenesi ...:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sistem kağıt üzerinde iyi ama uygulamada başarısız oluyor.Daha iyi bir sistem geliştirmek gerek.Bende seviyorum.Bu tip kitapları :)

      Sil
  9. Okurken tartışılan kitaplar insanı en çok geliştirenler oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende kitapla tartışmayı seviyorum. Yorum için teşekkürler :)

      Sil
  10. Geçenlerde denk gelmiştim ve merak ettiğim bir kitap bu....

    YanıtlaSil
  11. Emek vererek zengin olan kimse görmedim. Zenginlerin hepsi ya babadan kalma, ya da hileyle zengin olmuşlar. Para parayı çeker diyorlar ya çok doğru . Yani uokdulluk çalışma tutkusundan tezi doğru mu şimdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru mu bilemiyorum. Ama bu kitapta doğru değil. Ya da yanlış yerden vurmuş :)

      Sil
  12. Yorumun için tesekkür ederim.Evet biraz tartışmalı :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...