Cengiz Aytmatov-Cengiz Hana Küsen Bulut

  Bu yayını önceden paylaşacaktım.Ama paylaşmak bugüne nasip oldu. Normalde Ocak ayının sonunda okumuştum.





  Kitap çok güzeldi. Her kitabı beğeniyorum.Beğenmediğim kitap saysısı çok azdır. Neyse geçelim bunları.Cengiz Aytmotovun bu kitabımda iki öykü anlatılıyor;
İlki Soyvet Rusya'sında faşist olamakla şuçlanan Abu Bekir'in hikayesi diğeri ise tüm dünyaya hakim olmak isteyen Cengiz Han'ın öyküsü anlatılıyor.
  Cengiz Hanı anlatan kısımlar çok lirik yazılmış. Okurken şöyle bir göğsüm kabarmadı değil. Tabi ki Cengiz Han'a sinir olduğum vakitlerde oldu. Ne gıcıkmış. Ne kadar narsistmiş arkadaş.Adam bir durayım da motorum soğusun der. Her yeri yakmak yıkmak nedir. Çocukken kardeşini bu uğur da öldürmüş.Sebebi ise "Bu dünya ikimize dar gelir." ifadesiyle öldürmüş. Tamam bende kavga ederim, kıskanırım ama bu nedir yahu?
  Anlatılan diğer bir hikaye ise, Abu Bekir'in hikayesi, bu bölümde Komünizm ve Sosyalizm eleştirisi yapılmış. Hem de en sertinden olarak nitelendirilmiş. Bana göre Hafif kalmış. Türk kardeşlerimize neler çektirmişler. Bana göre Stalin'in Hitlerden farkı yok.bu kitapta yapılan bir kaç işkence türü anlatılmış.
  Dili ise çok sade ve yalındı.
  Bu kitap Sovyetler döneminde yasaklanmış.
   İşte Alıntılar:

 " Kuvvet kuvveti kırınca, olağanüstü olan değersiz kalır, görkemli olan acınacak hale düşerdi. İşte bundan bir sonuç çıkarıyordu: Bükebildiğin, ezip yok edebildiğin şeyin hiç bir önemi yoktur. Baş eğip diz çökenler, galibin insafına kalmışlardır. Ancak budur hakkettikleri. Dünyanın temel düzeni, asıl kuralı da dayanıyordu..."

"Hey benim tahtımın keskin dişli bekçileri!
Beni hiç terketmeyen boz yeleli kurtlarım hey!
Yine sizinleyim... Hep vardınız,
Han tahtıma beni siz çıkardınız.
İşte yine seferdeyiz, Batı'yı fethe gidiyorum,
Bu fetih yolunda, bugün, burada size,
Bir kerre daha yürekten 'Sağ ol' diyorum."

"Evet, Gök-Tengri'nin parmağı gibi üzerinde bir bulut dolaşacak, senin yeryüzündeki yüce görevini kutsayacak. Ama bu bulutun ortadan kaybolmaması için dikkat edecek, özen göstereceksin. Çünkü bu bulutu yitirirsen bütün kudretini de yitireceksin..."

"Mutluluğun da, mutsuzluğun da kökü birdir."

"Kuvvet kuvveti kırınca, olağanüstü olan değersiz kalır, görkemli olan acınacak hale düşerdi. İşte bundan bir sonuç çıkarıyordu: Bükebildiğin, ezip yok edebildiğin şeyin hiç bir önemi yoktur. Baş eğip diz çökenler, galibin insafına kalmışlardır. Ancak budur hakkettikleri. Dünyanın temel düzeni, asıl kuralı da dayanıyordu..."

"Hiç, hiç unutmayacaktı o anları. Şimdi, zihninden onlara veda eder­ken bütün bunları, bu görüntüleri de beraberinde götürüyor­du.. Hiç, hiçbir şey bunların, bu büyük kaybın yerini doldu­ramazdı..."

"Politikada, esen havaya göre hareket etmek gerekirdi. Fikirler çatışmasında küçük bir nokta, düşmana öldürücü bir darbe indirmeye yeterdi bazen."

"Tanrı’yı simgeleyen Göğü, hiçbir şey korkutamaz, hiçbir kuvvet, hiçbir ordu onu yene­mezdi. Öyleyse ‘O’na tapılır, O’na dua edilirdi. İnsanların yazgısını, âlemlerin hareketini belirleyen O idi."