Kitabın Adı: Yeraltından Notlar
Yazar: Fyodor Dostoyevski
Tür: Roman
Çeviri: Ergin Altay
12. Baskı
Ağustos 2015
Sayfa Sayısı: 151
En başından belirteyim.Bu kitabı hala okumamışsanız. Çok şey kaybetmişsiniz. Neden mi? Dostoyevski bu romanla beni büyüledi gün boyunca elimden bırakmadım. Okula gelip giderken sürekli elimden düşmedi. Karar verdim bu kitap benim en sevdiğim kitaplardan biri oldu. Çünkü özümsedim. Kendimle özdeştirdim.
Dostoveyski bu romanda yaptığı tespitlere okurken hakikaten öyle. Çok doğru söyledin Fyodor Amca diyerek kendiyle sohbet de ettim. Merak etmeyin. Henüz şizofrene bağlamadım ama emin adımlarla o yolda ilerliyorum. Bir psikolog baksın bana. Dostoveyski'nin bütün kitaplarını okuma isteği var içimde.. Suç ve Ceza, Ezilenler, Beyaz Geceler vs...
Kitapta ne mi anlatıyor?
Kitap kahraman bakış açısıyla yazılmış. Ama kahramanımız isimsiz. Ona Yeraltı Adamı demek en iyisi. Her konuda yalnız olan ve kendi köşesine çekilmiş notlar alan bir adam sadece. İşte bu adamın hikayesi anlatılıyor. İnsanlara genel bakışı, arkadaşlık ilişkileri yahut aşk konusunda düşüncelerini bize aktarılıyor. Ama öyle denk gelesiye değil. Diyalektik bir şekilde bize aktarmış. Ayrıca düşünceler sistemli bir şekilde yazıldığından akıcılık unsuru güçlü kalmış.
Bu kitap bence çoğu insanın en sevdiği bir kitap olmuştur. Çünkü kitap her insanın hayatının gerçeklerini anlatıyor. Zaten Fyodor Amca realistti değil mi? Kitabı çok sevdiğim için kendisini artık hayali bir arkadaş olduğu için kendisine Fyodor Amcademeye karar verdim. Sonuçta herkes Dostoyevski diyor. Bir farkımız olsun istedim...
Alıntıları bu sefer çok vermek istedim:
"Fakat, bilir misin, bir babanın gözüne en çok kızının gönül verdiği erkek kötü görünür. Bu, her yerde böyledir. Ailelerin çoğunda o yüzden anlaşmazlıklar çıkar."
"Sabahleyin sanki her şey bir an sonra başlayacakmış gibi erken erken yatağımdan kalktım içimde, o gün yaşamımı tümüyle değiştirecek bir olay olacakmış gibi bir inanç vardı. Böyle şeylere alışık olmadığımdan mıdır nedir, küçük de olsa, dışarıdan gelecek bir olayın yaşamımı tümüyle değiştirmesini hep bekleyip durmuşumdur."
"Elimizden kitaplar alınsa neye uğradığımızı şaşırırız. Nereye gideceğimizi, kime yaklaşıp kimden uzaklaşacağımızı, kimi sevip kimden nefret edeceğimizi, kimi sayıp kimi hor göreceğimizi bilemeyiz."
"Tembellik, bütün kusurların anasıdır."
"İnsanın gözü yanlızca kederi ve acıyı görür de mutluluğu fark etmez bile. Oysa bir an için düşünürsek, mutluluktan da yeterince payımızı aldığımızı görürüz."
"İnsanoğlu, aptal değilse bile dehşetli ölçü de nankördür.Evet, eşi bulunmaz, bir değer bilmez nankör!Nankörün nankörü!"
"Hatta bana göre, insanı en uygun olarak iki ayaklı nankör bir yaratıktır diye tanımlamak gerekir."
"Arzularımı yok edin, bütün ideallerimi silin, bana daha iyi şeyler gösterin, seve seve peşinizden koşarım."
"Yapabildiğim tek şey, sadece okumaktı. Kitaplar, büyük coşkular, zevkler, acılar veriyordu bana; bu nedenle onlardan çok faydalandığımı söyleyebilirim. "
"Yalnız bir insanın normal olup olmadığını veya aptal olup olmadığını kimse bilemez...
İnsana lüzumlu olan tek şey, onu nereye sürükleyeceği belli olmayan hür iradedir."
"Saçmaladığınız zaman keyfiniz yerindedir, ama küstahlık yaptınız mı ürküp, etrafa özürler yağdırıyorsunuz. Hem korkmadığınızı söylüyor, hem de bize yaltaklanmaktan geri durmuyorsunuz. Bizi, öfkeden dişlerinizin gıcırdadığına inandırmaya çalışırken, diğer taraftan da güldürmek için nükteler savuruyorsunuz. Çok sıkıcı nükteler yaptığınızı biliyorsunuz, ama edebi değeri olmaları da hoşunuza gitmiyor değil. Gerçekten de acı çekmiş olabilirsiniz, ama acılarınıza hiç de saygı duymuyorsunuz. Samimisiniz, bununla beraber efendilik eksik sizde; gururunuz yüzünden ufacık bir şeyi mesele yapıp içinizdeki gerçeği ortaya çıkarıyor, değerini düşürüyorsunuz. Söylemek istediğiniz bir şeyler var, ama korkudan son sözlerinizi kekeleyip duruyorsunuz. Açık konuşacak kadar kararlı değilsiniz , utanmazca bir korkaklık var sizde. Anlayışınızla övünüyorsunuz, bir taraftan da tereddütler taşıyorsunuz; çünkü mantığınız çalıştığı halde yüreğiniz kötülükten kararmış. Şu var ki, kalbi temiz olmayanın anlayışı da olamaz. Hele o küstahlığınız, sırnaşmalarınız, kırıtmalarınız ! Yalan, yalan, yalan..."
"Mantığınızın çıkar konusunda yanıldığını hiç düşünmediniz mi? Belki de insan yalnızca refahı sevmiyor, refah kadar da acılardan hoşlanıyordur. İnsanoğlu için acıların refah derecesinde yararlı olması da mümkündür. Şurası kesindir ki, bizler, acıyı bazen tutkuya varan bir sevgiyle severiz.. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya gerek yok; eğer siz de bir insansanız, azıcık da olsa yaşamışsanız, kendinize danışın yeter. Benim düşüncemi sorarsanız, yalnızca refahı sevmek ayıptır üstelik. Sonu iyi mi olur, kötü mü, orasını bilmem, ama bir şeyi devirip kırmanın bazen hoş bir yanı vardır. Bu bakımdan ne başlı başına refahı, ne acıları tutarım."
"Evde en çok yaptığım şey okumaktı. Dış etkilerle içimdeki sürekli kaynaşmayı bastırmaya çalışıyordum. Kullanabildiğim tek dış etki ise okumak, yine okumaktı. Okumanın bana çok yardımı dokunuyordu; coşku veriyor, zevk veriyor, acı veriyordu. Arada bir canımı son derece sıktığı da oluyordu."
"Öyle ki, eğer başarabilirsek, düşüncelerden doğmayı bile kabul ederiz."
"Ya kahraman olacak ya da çamura batacaktım, ikisinin ortası yoktu. Beni mahveden de buydu ya!.. Çünkü çamurda debelenirken, "bir gün gelecek kahraman olacağım" diye avuturdum kendimi. Ancak kahramanların çamura batman hakları vardı, sıradan insanların çamura bulaşmaları uygunsuz kaçardı. Çamuru bağışlatmak için yüce insan, kahraman olmak gerekirdi."
Bu kitabı ben de çok sevmiştim. Gerçeklikten kaçamayacağımızı hatırlatıyor net şekilde :))
YanıtlaSilBence de insan nasıl kaçar ki gerçekten? Teşekkürler :)
SilBenim okuma listemde de var. Yorumunla ilk sıralara çektim. Dostoyevski fabori yazarlarımdandır. Hayatını okumayı çok severim şaşırtıcı :)
YanıtlaSilBanada çok şaşırtıcı geldi :)de çok şaşırıcı :) Yorum için teşekkürler
Sil2 kere okudum 3. için fırsat kolluyorum. Dostoyevski kendisiyle sohbet edilecek değerde bir yazardır ve kitaplarını okurken karşındaymış gibi hissetmemen zaten mümkün değil. Alıntıları da çok beğendim, beni de oldukça etkileyen kısımlar.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Yorumlarını çok seviyorum. Benim yoldaşım oldu heralde :)
SilBunu duyduğuma sevindim :) Ama, laf olsun diye yazmıyorum. Kitap tanıtımı okumaktan sıkılırım normalde. Sende öyle olmuyor, çok güzel yazıyorsun.
SilTeşekkür ederim :)
SilÇok severim öyle karakterleri okumayıı :) bu da çok merak edip bi türlü başlayamadıklarımdandı. Artık okunacaklarda ön sıralarda :)
YanıtlaSilÖnsiralara çekmene çok sevindim :)
Sil"Fakat, bilir misin, bir babanın gözüne en çok kızının gönül verdiği erkek kötü görünür. Bu, her yerde böyledir. Ailelerin çoğunda o yüzden anlaşmazlıklar çıkar."
YanıtlaSilBu sözü sevdim. Mutlaka okuyacağım. Sevgiler xx
O söz benim de en sevdiğim sözlerden biri :)
SilHenüz okumadım . Size keyifli okumalar.
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilBen okumadım bu kitabı. O zaman okunacaklar arasına alındı:))))
YanıtlaSilBence hemen okumalısınız :)
Silçok iyi kitap sahiden. bak ne dicem madem bunu sevdin, o zaman şunu sakın kaçırma hatta hemen oku: "korkuyu beklerken" oğuz atay. :)
YanıtlaSilListeme ekliyorum o zaman :)
Sil"Aslında hepimiz mutluyuz, farkına varabilsek."
YanıtlaSilIşte farkında değiliz. Yorumunuz için teşekkür ederim
SilSuç ve Ceza, Ezilenler ve Beyaz Geceler'i okudum ama Yeraltından Notları henüz okuyamadım. Bir ara Dostoyevski'ye takmıştım, hala kendisini çok severim :))
YanıtlaSilŞu günlerde bende taktım. Bir sonraki ay 3 4 tane alıcam :)Yorum için Teşekkür ederim :)
Silokumadım ama yorumun üzerine okuyacağım :) bakalım neler kaybetmişiz :P
YanıtlaSilInşallah kaybettiklerini bulursun. Yorum için teşekkürler :)
SilDostoyevski... :)
YanıtlaSilGelecek ay okunacaklardan biri olarak planlıyordum bu kitabı, çoktandır da okumak istiyorum aslında :D Yazarın Suç ve Ceza'sını lisedeyken okumuştum ve çok beğenmiştim. Yine de şimdiki düşünce ve olgunluk düzeyimle yeniden okumak istiyorum. :D Bu kitap hakkında o kadar güzel şeyler yazmışsınız ki hemen şimdi başlayasım geldi aslında, ah keşke okunacak kitaplar dağ kadar olmasaydı :/ Alıntılar da daha bir katmerledi bu istediğimi.. Yorumunuz için teşekkürler, blogunuzu da çok beğendim, çok iç açıcı.. Takipteyim, sevgiler.. :')
YanıtlaSilTeşekkür ederim.Gerçekten çok güzel bir kitap :)
SilBlogları gezerken seni takip etmediğimi fark ettim :) Ama artık ediyorum tabi kitap yorumlayan blogları çok seviyorum seninki de çok güzel. Ben de beklerim :))
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Bende seni takip ediyorum :)
Sil