16 Mart 2016 Çarşamba

1984- George Orwell

Orwell'in kitabını tanıtmadan önce sizinle kısa bir sohbet etmek istiyorum

      Ben Ankara da yaşıyorum. DTCF'ye henüz geçmedim. Gölbaşı'nda ki Hazırlık okulundayım. 18 yaşında bir gencim. Ama benim yaşıtlarım. Geçen Pazar akşamı yaşamlarını yitirdi. Otobüs durağında bir patlama yaşandı. Ertesi iki gün şehir ölüydü.  Aslına bakarsanız Ankara sakin bir şehirdir. Belli saatlerde curcunası büyük olur. Hafta sonları, iş çıkış saatleri, Ankarayı sevenler vazgeçemez. Bende seviyorum.  Kızılay'ından Sincan'ına seviyorum. Memur şehri derler. Sadece akşamları amirinden azar işitenlerin suratları asık olur yahut yorgunluktan ama bu kadar.Ankara böyle bir şehirdi. 5 aydır. Huzurumuz kalmamış. Sakin Ankara'nın huzuru kalmadı. Kitap aldığımız sokaklara gidemeyecek miyim? Terör denen bir gerçek var. Terör demek korku demek. Terör estirmek ise insanları korkutmak. Ve bizler korkuyor muyuz? Ben korkmak istemiyorum. Korkmuyorum ama içimde bir buruklukla okula gidip geliyorum.


   Amaçları bizi korkutmak, işimizden eğitimimizden alı koymak. İnsanları siyasi görüşleri üzerinden hatta din üzerinden kutuplaştırmak. Birlik olmayı engellemek. İnsanları birbirine düşürüp refah seviyesini düşürmek. Lütfen böyle olaylar sonrası kimse ırkçılık yapmasın. Ben Türküm Allah bana bunu uygun görmüş. Sana ise Kürt olmayı bir başkasına ise Gürcü olmayı, bunun üzerine birde üstüne çıkıp bazıları ırkçılık yapıyor. Irkçılık derken faşizm anlamında. Başka bir taraf ise Türk Bayrağını sahip çıkan Vatanı Milleti  koruyalım diyen insanları Faşist diye yargılayanlar var. Böylece birbirimize düşüyoruz. Lütfen dolduruşa gelmeyelim.
   İdeolojik savaş verelim. Kalemle savaşalım. Bu zamanda sen ben olmamalı, ' Tweetin belini kırıp eski hayatımıza dönmemeliyiz. 2 gün sonra Çanakkale Zaferi, Bize karşı olanları birlik içinde yendiğimiz Savaşlardan birindeyiz. Birlik olma vakti.1915 yılında birlikte Zaferi tattık. Kurtuluş Savaşında birlikte savaşıp bağımsızlık neymiş tüm dünyaya gösterdik. Bu gün yine aynısını yapmalıyız.
   Bu olaydan önce 1984 kitabını 2. Kez okumaya başlamıştım. Yeni bitirdim. Çok fena bir şekilde beni üzdü. Kitapla ilgili yazıma geçeceğim.

Kitap Bilgileri:
Kitabın Adı:Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)
Baskı Tarihi:Mart 2014
Sayfa Sayısı:352
İSBN:9789750718533
Kitabın Türü:RomanEdebiyat
Orijinal Adı:Nineteen Eighty-Four
Çeviri:Celal Üster
Dil:Türkçe
Yayınevi:Can Yayınları


1984 Kitabını şu an ki yorumum şudur:

  1984 Kitabında Büyük Birader var.Her şeyi biliyor. Olay 1984 yılında geçiyor. Dünyada sadece 3 devlet var.Avrasya, Okyanusya ve  Doğuasya. Birbirleriyle sürekli savaş halindeler. Kahramanımız Winston ise  Okyanusya vatandaşı. Okyanusya da bir devrim gerçekleşiyor ve sonra devrimi gerçekleştiren partinin lideri Okyanusya'nın Başkanı Büyük Birader, Winston ise ondan ve onun Totaliter rejiminden nefret ediyor. Olaylar bu şekilde başlıyor.

Bana kalırsa bu distopyayı yaşamaya başladık.İşte örnekler:

1) Sürekli izleniyor olmamız. 

 Nereye gidersek gidelim Kameralar var. Akıllı Telefonların çoğu dinleniyor. Kredi kartlarımız sürekli izleniyor.Kurumlara gittiğimizde TC. Kimlik  Numarasını verdiğimiz anda yetkililer istedikleri bilgiye ulaşabiliyor. 1984'de Teleekranlar var. Teleekran aracılığı ile insanlar izlenebiliyor.

2)  Yenisöylem adlı bir dilin ortaya çıkması...

    Kitapta yepyeni bir dil oluşturuluyor. Dilin adı yenisöylem.Yenisöylemin kelimeleri oldukça kısıtlı. Her yıl kitaplar sadeleştiriliyor. Yani kitapları sadeleştirdikçe içindeki kelimeleri yok ediyor. Dil kısıtlandıkça insanlar düşünemezler, düşünmezlerse totaliter sisteme körü körüne bağlı olurlar.Bu yüzdendir ki, Kitapların ilk baskılarıyla ve sadeleşmemiş haliyle almalı ve okumalıyız. Fark ettiniz mi? Gün geçtikçe dilimizdeki kelimeleri kullanmıyoruz. Eski dil hak getire. Fakat 30 yıl önceki kullandığımız dil dahi farklı. Ayrıca gün geçtikçe herhangi bir kelime bir kaç kelimenin yerini tutarak, kelimeleri hafızadan siliyor. Yenisöylemin bir özelliği daha var. Bir kelime üretmek için birkaç kelimenin birleştirilmesinden oluşuyor. Örneğin; Sevbak kelimesinin açılmış hali Sevgi Bakanlığı olması gibi. kitap harici örnek vermek gerekirse şu an aklıma gelenler, BİMER, AFAD gibi. Sadece Türkiye'de değil bir çok ülkede bu sistem işlemekte.

3) Kelimelerin zıddının kullanılması.
Kitabı okurken göreceğiniz ilk slogan şudur: " Savaş Barıştır. Özgürlük köleliktir." bir başka şey ise Sevgi Bakanlığı'nın aslında Nefret Bakanlığı yahut Gerçek Bakanlığı'nın aslında Yalan Bakanlığı olması. Gerçek dünyadan verebileceğim örnekler; "İnsan Haklarının tam manada adalet getirmemesi, Birleşmiş Milletlerin aslında barışı sağlamaması.."

4) Etkili bombalar,

Kitapta bomba olayı da var. Savaş her çağda şekil değiştirir. Şiddetlenir. En son ki şiddetlenmiş hali Nükleer Bombadır. Ancak 2. Dünya savaşında ağır yaralar bırakan nükleer bombadan daha ağır bir savaşma tekniği vardır. Etkili bombaları kullanmak. 30-40  kişiyi planlayarak öldürmek. Bun bir rutine bağlayarak insanları hissizleştirmek. Böylece insanları sadece bir makineye dönüştürebilirsiz. 
Gerçek hayata baktığımızda en son yaşanan  Ankara Bomba Saldırısı. Halk tamamen hissizleşmiş durumda.Sözüm herkese değil. İki tweetin belini kırarak ülke kurtarıp, ardından Survivor gibi programları seyretmeniz. Bu distopyayı yaşadığımızın kanıtı. Bir diğeri ise çabuk unutmamız. Örneğin Bombalar patlatıldıktan bir kaç gün sonra, Dizimiz Bitmesin diye açılan Twitter Başlığı ise şudur ve çok acıdır. #TV8denİstediğimiz diyerek başlık açılmış inanabiliyor musunuz? Adamın derdine bak. Her an sokakta ölebilir ama TV'deki dizisi bitmesin.Acun Abisi diziyi satın alsın. Tek dertleri huzur içinde çözülsün.Kendilerinin bu haline çok üzüldüm. Acıdım.

5) İnsanların iç güdülerini yitirmesi.

Kitapta var olan bir başka korkunç hadise ise İnsanların  içgüdülerini yitirmesi. Tam bir makine olup, Totaliter Rejimin kölesi olmasını isteme. Buna bağlı olarak. Aşk, sevgi vb. bağların koparılması.Kitabın içinden örnek vermek gerekirse, 7 yaşındaki kızın babasını ihbar etmesi. Arkadaşlık bağlarının koparılması hatta aile bağlarının derinden sarsılması ise bu distopyanın gerçek olduğunun kanıtı.

6) Düşünce Suçu kavramı

Bu suçun mucidi yazar George Orwel'dır. kimsenin düşünmesini istemeyen Büyük Birader kendisini sevmeyen herkesi yakalamak ister. Günümüzdeki hali ise çok acıdır.Başına taktığın örtüden İşid üyesi olabilirsin veya yeşil mont giyersen teröristsin. 


Not: Ben 6 madde buldum bu yazdıklarım ise  sadece Türkiye için geçerli değil. Tüm dünyada yaşanan bir süreç. Tabi ki tam anlamda yaşamıyoruz. 3 büyük devlet yok. Büyük Birader var ama kim belli değil; Ne Obama ne de Putin. Hiç biri. Ancak Devlet başkanları kitabın diğer karakteri olan  O'Brien olabilirler. 

Bir başka paylaşmak istediğim şey ise Bu kitabın yayın hakları CIA elindeymiş.Bunu Kim Milyoner Olmak ister yarışmasında sormuşlardı. George Orwel, Sosyalizm'e ihanet ettiği gerekçesiyle bazı sosyalist çevreler tarafından hain ilan edilmiş. 1984 kitabında eleştirdiği sistem ise Sosyalizm olduğunu savunanlar var. Benim görüşüm ise Totaliter rejimi eleştirdiğini düşünüyordum.  

Son olarak. Terörden Korkmayın. Terör bizim korkmamızı istiyor. Terörün sözlük anlamı korku demek. Bilinçli olalım. Ortalığı karıştırmayalım. Terör örgütünün istediği olmasın. Ayrıştırma ve kutuplaşma çözüm değildir. Büyük Birader kimse, onun sisteminin makinesi olmayalım.

Az kalsın unutuyordum işte alıntılar:
''...Bize duymak istediklerimizi söyleyen kitapları severiz...''

Bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.

Zekilik kadar aptallık da gerekliydi. Ama aptalca davranmak da zekice davranmak kadar zordu.

Biz düşmanlarımızı yok etmek için uğraşmayız, onları değiştiririz. Bilmem, anlatabiliyor muyum ?

Belki de deli dedikleri tek kişilik bir azınlıktır.Bir zamanlar dünyanın güneşin çevresinde döndüğüne inanmak nasıl delilik belirtisi olarak görüldüyse şimdi de geçmişin değiştirilemeyeceğine inanmak delilik belirtisi olarak kabul ediliyordu.Bu inancı bir tek kendisi taşıyor olabilirdi ve eğer öyleyse, o zaman delinin tekiydi.Ama deliliği pek dert etmiyordu, onu asıl ürküten yanılıyor olabileceğiydi.
"İnsan insana nasıl hükmeder, Winston?"
Winston, biraz düşünüp, "Acı çektirerek," dedi.




30 yorum:

  1. Fikirlerin şiddet ve ölümle son bulmayacağını öğrenemedi kimse.Nokta atışı yapmışsın bence okurken

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Insanlar bunu ogrenmediler. ..

      Sil
  2. Beklediğim yorum gelmiş sonunda, sıcak sıcak okudum hemen :') Okuyunca daha da meraklanıp heveslendim. Yaptığın değerlendirmeler de çok güzel olmuş aslında kitabı okuduktan sonra bir kez daha bu yazına bir bakmayı düşünüyorum. Bu arada terörden korkmamak mümkün mü? Ben İzmir'de yaşıyorum ama her gün durakta beklerken huzursuzum, otobüsten bir an önce inmek istiyorum, evden çıkarken içimde hep bir korku...Güvende hissedemiyoruz kendimizi ve bence bu yoksunluk hayattaki en kötü şeylerden biri. Ankara'daki patlamalarda hayatını kaybeden insanlarımızın mekanı cennet olsun.. Tekrarı da yaşanmasın inşallah, Allah düşmanlara fırsat vermesin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Allah rahmet etsin. Değil ama onların istediklerini vermemeliyiz.

      Sil
  3. Çok güzel yazmışsın Yağmur Tozu.. Aslında kitaba bakmaya geldim ama önden yazdıkların fazlasıyla yetti bana... Mutlu oldum böyle düşünen gençler olduğuna! Umutluyum ben! Biz güzel yetişir güzel yetiştirirsek umutluyum :(

    YanıtlaSil
  4. Yazı biraz uzun. Biraz başından biraz sonundan okudum. :)
    İnsan insana korkutarak, baskıyla, şiddetle hükmedebilir. Lakin bu, o korku ortadan kalkana kadar devam eder. Sevgiyle hükmetmek ise daha kalıcıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Normalde bu kadar uzun yazmıyorum. 2 konunun birlikte yapılmasından dolayı böyle uzun oldu. Teşekkür ederim.

      Sil
  5. Çok doğru hislerimiz kayboldu sanki dizi izler gibi haberleri izliyoruz tüh tüh vah vah ama okadar sosyal medya da naralar atiyouz ama gerçekle hiçbir alakamiz yok insanligimizi kaybetmiş gibiyiz. Birde siyasilestirme var tabiki en sinir olduğum şey. Neyse..
    kitaptaki Bir suru ortak noktamız varmış merak ettim bu kitabı ..
    teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siyasilestirmeye bende karşıyım. Teşekkür ediyorum. En kısa zamanda okumanız dileğiyle...

      Sil
  6. Yazdıkların cok etkiledi beni gerçekten.Kitap hakkında yazdıkların hoşuma gittibbende almayı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  7. Orwell'in Hayvan Çiftliği'yle 1984'ünü okuyacağım okuyacağım, kısmet olmadı bir :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Banada Hayvan Çiftliği'ni okumak nasip olmadı.

      Sil
  8. Hayvan Çiftliği'ni de mutlaka okumalısın. Her iki kitabı da severek okudum ve günümüze ait çok sayıda anekdot buldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onunda aldım kitaplıkta beni bekliyor. Yorumunuz için teşekkür ederim. :)

      Sil
  9. Akıllı kızım benim.Yatmadan önce bir göz gezdirirken yazını okudum.Terör bir parça parça gelip yutan bir afat gibi,kitabın konusu ile birleştirmen çok yerinde olmuş.Ankara'mıza ve sana geçmiş olsun diyorum.Çok dehşet verici şeyler oldu.Allah yardımcımız olsun kızım.Vatanımız selamete çıksın dilerim.Yazdıklarını okudum ve yürekten onaylıyorum.Sevgilerimle ...Ece teyzen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle teşekkür ediyorum. Benim bir şeyim yok çok şükür.Milletin başı sağolsun.Ellerinden öpüyorum...

      Sil
  10. Merhaba ;
    Ben de kitap tanıtımına bakmak için açtım ... Ancak öncesinde yazdıkların yaşananların bir kısmı ve yürek burkucu ...
    Bir detay var ki herkes atlar ; " Atatürk, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir", "Türkiye halkı, ırken veya dinen veya harsen birleşik ve yekdiğerine karşı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve mukadderat ve menfaatleri ortak olan bir toplumsal hey'ettir" diye tarif etmektedir. " der ... Biz her zaman bir idik ayrı gayrı değildik ki ... Şimdi çıktı bunlar ...
    Neyse uzatmayayım ... Ben bugün sayfamda Tutsak Güneş i paylaşmıştım ve 1984 den esinlendiği söyleniyordu. Merak ettim . Teşekkür ederim, güzel anlatım olmuş .
    Emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Bende o konuda aynı düşünüyorum. Tutsak Güneş kitabını bende merak ediyorum.

      Sil
  11. Dün Ankara , bugün İstanbul ... Korkmuyorum kendim için 1 sn bile ama çocuklar için korkuyorum , sizler için , hele de eğitim alan kişiler için . Hiç bir ideoloji insan canından kıymetli değil , hani patlamadan sonra bağıran bir genç vardı ya , ona katılıyorum o kızın 1 dkna bile değmez hiç bir ideoloji .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef zor durumdayız. Millet olarak bir bütün olmamız gerek ama hala tek bilek olamıyoruz. Hissizleşiyoruz. İstanbul da yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyorum.

      Sil
  12. Güzel bir kitap yorumu olmuş gerçekten.Kitap yorumundan ziyade tatsız olaylar hepimizi üzmeyede devam ediyor. Ama inşaALLAH devam etmez. Ne yazıkki artık bu tür haberler yabancı gelmemeye başladı. Durum hiçte iyiye gitmiyor. Bir bombanın patlaması ve insanların ölmesi ne kadar normal olabilir ki ? >_<

    YanıtlaSil
  13. ne kadar güzel anlatmışsın öyle , ülkece çok hepimiz üzgünüz...

    YanıtlaSil
  14. süper bir yazı ve süper bir saptama bu. valla. çok iyi bağlamışsın. evet kitap ve gündem. bravo valla bu düşüncelerin için. bu yazını koycam bloguma yarın taam :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...