25 Ocak 2020 Cumartesi

Son Zamanlarda Okuduğum Kitaplar

Bir de böyle okuduğum kitaplar ile ilgili küçük küçük bahsedip açık kalan bir blog yazısını kapatmış olayım.  Bu kitapların fotoğrafını çektim mi bilmiyorum. O yüzden google üzerinde bulduğum fotoğraflarını ekleyeceğim.




1- İmam Rabbani Mektubat - Necip Fazıl Kısakürek


Misafirhanede kaldığım müddet içerisinde okuduğum bir kitaptı. Misafirhanenin kütüphanesinde bir Necip Fazıl kitabı görünce hemen okumak istedim. Fakat ağır geldi bu sefer. Tavsiye eder miyim? Elbette ederim. Her ne kadar ağır gelse de okunması gerektiğini şiddetle düşünmekteyim. 


2- Katre-i Matem - İskender PALA

Tarih meraklısı bir insan olarak Lale devrini hiç merak etmemiştim ama etmem gerektiğini en iyi bu kitapla anladım. Üstüne üstlük tam da bu kitabı okurken Kağıthane civarında olduğum için gayet su gibi akıp gitti.  Tanıtım Bültenini kısmını size vereyim. 

lyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Pala’nın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor.

İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbul’u, hatta tüm Osmanlı’yı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor.

İskender Pala, Katre-i Matem’de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul’da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin’in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.

Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor.

Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı canından; Sultan III. Ahmet’i de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilali’nin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şark’ın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmet’i, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbul’u ve Sadabat’ın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.


Bu arada kitapta bulunan derdekenarlar ise çok güzel hikayeler barındırmaktadır. 





Antikacı - Bahadır YENİŞEHİRLİOĞLU
Bu kitabın Tüyap kitap fuarında söyleşisine bile gittim. Çok farklı bir atmosferi olduğunu söyleyemeyeceğim. En beğendiğim bölümleri Bahadır Bey söyleşide okumuştu zaten. Kitabın en beğendiğim bölümleri felsefi içerikler içermesiydi. Hatta bazı bölümler Agustinus, Aristo ve Heidegger'den alıntılar olduğunu bile fark ettim ama bunu bellirtmediği için beğenmedim. Sanırım Bahadır Beyi dinlemek daha güzel...



4 - Felsefenin Tesellisi - Boethius
Ortaçağ Felsefesi dersi alırken bu kitabı almıştım. Hatta içinden bir kaç sayfayı derste işlemiştik. Sonra kitaplığın bir bölümünde bekledi. Ve nasip ki İstanbul'da eğitim programında ki boşluklarda okudum. Bu sayede bir iki arkadaşımda kitabı beğendiler. Okumayı istediklerini söylediler. Ben de yine kendime kızdım. Neden beklettiysem. Sadece akademik bilgi için değil. Bu kitap idama mahkum olan bir insanın yazdığı bir günlük. Kendi kendine olan konuşmasında yani Felsefe ile geçen bir diyalog. İçinde çok güzel anlamlar var. Zaten teoloji ile ilgileniyorsanız bu kitapı yine öneririm. İslam felsefesi ile Hiristiyani Felsefesi arasında ki benzerlik ve farkları az buçuk olsa da çıkarıp genel bir anlayışa sahip olabilirsiniz. 

5- Metafizik Şerhi  Aristoteles 

Kaç yıllık felsefe öğrencisiyim. Gerçi toplasanız okula gittiğim gün sayısı 365 gün etmez. Neyse bu bahsi geçeyim. El-hasıl bu kitabı okumak benim harcım değil. Zaten bu kitabın yazarı İbn-i Rüşd ise Aristoteles'in Metafiziğini 40 okumada ancak anlayabilmiş ve bu şerhi yazmış. Düşünün İbn Rüşd bile 40 defa okumak ile Aristoteles'i ancak anlıyor. Biz gerçekten çok sabırsızız, bu kitabı okuduğumda şunu anladım: 'Bazı şeyleri anlamak için anlamadığım şeyleri veya unuttuğum yahut zamanında bakmayı ihmal ettiğim şeylere bakmam gerektiğini...'




6- Ayet Ayet İnsan - Yavuz Bahadıroğlu 
Bu kitabın adını görünce sandım ki Kuran'da insan kelimesinin geçtiği ayetlerden bir derleme ve yazarın deneyim aktardığını düşündüm. Ama yazarın daha önce lisede tarihi romanlarını okumuştum.  O zaman beğenmiştim. Yıllar sonra düşünce ekseninde deneme ve sohbet yazılarındaki durumu o zaman okuduğum tarihi romanlarda görmüş oldum. Yazarların düşünce tarzları hiç mi değişmez ya da bir fikri bir inancın savunucusu olmak güzel bir şey ve bu fikri müdafaa etmek için farklı metodlar kullanılmalı veyahut da kendi fikrine inancına başka inançların bakışı ile bakmak gerek. Fakat yazarın, bu kitapta yazarın önerilerini çok beğendim. Aklıma geldikçe de uyguluyorum. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...