Ortadoğu Kadınları

Bir kitap bitirdim daha geçenlerde, bir hafta kadar oldu lakin hala etkisindeyim. "Hangi kitabı okudun Yağmur Tozu?" derseniz. Cevabım Khaled  Hosseini'nin Bin Muhteşem Güneş kitabını okudum. Etkisinde olmamın en büyük sebebi bu kitaplarda kadınları anlatmasıydı. Henüz çocukluktan başlayan kadın hikayeleri. Keşke kitaptaki yazanlar yalan olsaydı, ütopik bir dünyada geçseydi fakat ne kadar kurgu bile olsa dünyada ki kadınlar, kitapta ki kadınların hayatını yaşıyor. Afganistan da, Suriye de, Irak'ta ve nice yerlerde.





Biliyorsunuz Kitap tanıtımı yapmaktan vazgeçmiştim, zaten bu bir tanıtım yazısı olmayacak kadın konusunu işlemeyi düşünüyorum. Hatta özellikle Ortadoğu'da ki kadınlara dikkat çekmek istiyorum. Çünkü Ortadoğu'da yaşayan kadınlar, dünyada hiç kimsenin göremediği zülme katlanıyor.Bu zülüm bazen insanlık adına yapılıyor, bazense din adına yapılıyor. Kadınları kötü duruma getirenlerin din boyutunu kullananlarını bu yazıda eleştireceğim. Daeş, El- Kaide, el-Nusra vb. terör grupları kadının özgürlüğünü istemiyorlar.  Genellikle bit bölgeyi ele geçirdikten sonra kural olarak şunları yapıyorlar:

Kural-1 Kız Öğrencilerin Okula girmesinin yasaklanması, kadınların çalışmasının yasaklaması, 

İlk önce kadının eğitim almasının yolu kesiliyor. Ardından çalışmasının. Kadının eğitim alması yasaklanıyor, çünkü kadın bilinçli olmasın, çocuklarını kültürlü yetiştiremesin ki toplum daha da kötü hale gelsin.İlk emri "Oku!" olan Kur'anı Kerimi kafaya takmayıp, kadının ilim öğrenmesini kesmektir. Nitekim, Efendimiz (sav), "İlim öğrenmek kadına da erkeğe de farzdır." hadisini kavramamaktır.  

Kadının çalışması konusna gelince Hz. Hatice (r.a) validemizi unutmuşlardır. Zira O mübarek kadın, geçimini ticaretle sağlayan bir kadındı. 

Başka bir kural, Burka giyme zorunluluğu,


Bilmeyenler için burkanın ne olduğunu yazayım. Burka,  her taraftan kapalı, giyenin önünü görmesi için yüz kısmı kafesli çarşaf. Peki terör grupları bunları zorunlu kılarken, Allah ne diyor; 


"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir." (Ahzab, 33/59).

"Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız." (Nûr, 24/31).

"Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır." (Nûr, 24/60).

Bu ayetlerde müslüman kadın yüzünü kapatmasına gerek olmadığını anlamalıyız. Aynı zamanda ellerini de kapatmak zorunda değildir.Üstelik yaşlandığında dış kıyafet (pardösü/ferace) giyme zorunluluğu da kalkıyor. Ancak kadın isterse burkaya girebilir. Bir başkası zorlayamaz. 

Kadınların dışarı çıkması yasakladılar.

Kadın dışarıya tek başına çıkamaz oldu. Ama eğer kadın tesettürlüyse kötü nazarlardan korunmak için taktığını unutup, kadına karşı kötü nazar edenler suçlu bulunmayıp, kadınlar kırbacı yedi. Kadınlar taşlandı.

Günümüz dünyasında İslam'ın yanlış anlaşılmasına neden olan bu terör örgütleri bu ve benzeri kuralları kadınlara dayattılar. Çoğunu intihara sürüklediler. Kadınlar eğitimsiz, ilaçsız kaldı. Hala bu süreç devam ediyor. Annem bir Akrabamızı Hastane ziyaretine gitmişti. Hastanede Suriye'den göç eden türkmen bir kadınla Sohbet imkanı bulmuş. Kadınlar sokakta tek başlarına yürüyemiyorlarmış. Çünkü iki kişi ellerin de kalaknişoflar da gelip, 3 defa Allah-u Ekber deyip bir iki dua okuduktan sonra kadına sen benim nikahlı eşimsin diyor. Kadının ne kadar zor durumda olduğuna dikkat çekmemiz gerek.  

Batının bu konuda yaptığı bir şey yok. Bölge için en iyisi bizim dillendirmemizdir. Kadının olmadığı toplum, toplum değildir. Geri kalır. Geri kalmışlık ise en çok Batının işine gelir. Biz müslüman kadınların bunu insanlara anlatması lazım. 

Teşekkürler...