Savaşın Çocuğu

Şu fotoğrafı görünce ne düşündünüz?

Acıdınız mı? Üzüldünüz mü? Sinirlendiniz mi? Yada bu duyguların hepsini bir den mi yaşadınız. Merak ediyorum gerçekten çok merak ediyorum. Tüm dünya ne tepki gösterdi. Daha önce böyle kaç fotoğraf görünüz? Bu iki soruya benim cevabım şunlar:

Müslüman Kadınlar

Herkese Merhaba

 Bu aralar sık sık yazamıyorum.Gönül ister ki  her gün yazabiliyim ama olmuyor azizim. Niye olmuyor bilmiyorum, okul dönemi daha çok yazıyordum, işim gücüm yok şu an evde oturmakla meşgülüm. İçimde yazmaya dair bir özlem var. Anlatmak istiyorum insanlara, bugün ki konum müslüman kadınlar üzerine olacak, daha önce yine benzer konulara yakın olan yazım Ortadoğu Kadınları yazısını okumanızı tavsiye ederim.

Ortadoğu Kadınları

Bir kitap bitirdim daha geçenlerde, bir hafta kadar oldu lakin hala etkisindeyim. "Hangi kitabı okudun Yağmur Tozu?" derseniz. Cevabım Khaled  Hosseini'nin Bin Muhteşem Güneş kitabını okudum. Etkisinde olmamın en büyük sebebi bu kitaplarda kadınları anlatmasıydı. Henüz çocukluktan başlayan kadın hikayeleri. Keşke kitaptaki yazanlar yalan olsaydı, ütopik bir dünyada geçseydi fakat ne kadar kurgu bile olsa dünyada ki kadınlar, kitapta ki kadınların hayatını yaşıyor. Afganistan da, Suriye de, Irak'ta ve nice yerlerde.

Yazamamak Sorunu

Günlerdir internetim yoktu. Arızanın nedenini bir türlü öğrenemedim. Ama günler sonra internet geldi. Şu an yazmanın tadını tarif edemiyorum.

Neyse Efendim bu sefer size başka bir dert anlatmak istiyorum.  Daha öncede söylemiştim: " kalabalık ortamları hiç sevmiyorum." Neden sevmediğimi irdelediğimde bazı sonuçlar buldum. Nitekim bu sorunlar benim neden kalabalık sevmediğimi anlatmaktaydı. Öncelikle en önemli sorun şuydu: " Kalabalık Ortamlarda ki samimiyet eksikliği" evet evet kesinlikle samimiyetsizlik var. Ben insanlardan samimi olmalarını bekliyorum ama yok. Bende insanlara karşı samimiyetsiz oluyorum. Sonra insanlar bana ne kadar da ciddi bir insan olduğumu söylemekten çekinmiyorlar. Asıl siz ne kadar da gayri ciddi insanlarsınız da haberiniz yok! Ortamlarda sürekli beğenilmek isteyen onlarken ve ben onları beğenmezken bana kendini beğenmiş demeleri de çok ayrı bir sorun. Bir kere ben kendini beğenmiş değilim, sadece insanları beğenmem.

Aklımdan Geçen...

İki gündür, ne yazsam diye düşünüyorum. Yazılacak çok şey var ama yazıya dökmek çok zor oluyor. Bu günlerde Necip Fazıl'ın bir adam yaratmak eserini okuyorum. İncecik ama her cümlesi anlam dolu üzerinde uzun uzun düşünerek okuyorum. Hüsrev'i anlamaya çalışıyorum.  Okurken şu cümle dikkatimi çekti. Bence eserin en manlaı alıntısı diyebilirim.

 Mendilimiz, gömleğimiz, potinlerimiz kadar yaşamıyoruz. Bir sigara kağıdını şu masaya koy, üstüne bir taş bırak, kapılarını kapa ve git! Üç yüz sene sonra gel, yerinde bulursun. belki sarmış, belki buruşmuş, fakat yine o. Bir sigara kağıdı kadar yaşayamıyoruz. Kefenimizden evvel çürüyoruz.

Temmuz 2016 İzlediklerim

Merhabar,

Cheese İn The Trap

Bu ay bitirebildiğim tek dizi oldu. Bu dizi hakkında olumsuz yorumlar olmasına rağmen izledim. Genel olarak beğendim.Herkes gibi dizinin finalini beğenmedim.Bu ne biçim final! Son bölümlere  yan rolü tutarken (Baek İn Ho), son 4 bölümde Yoo Jung karakterini tutmaya başladım. Senarist kurbanı olduk....