ÇUKUR

Merhaba, Evet, şu an bir Türk dizisine yorum yapacağım yani kendime inanamıyorum. Neyse ben hep belgesel izlerdim ya! Öyle bir denk gelmiş bulundum. Dizi izlemekten ben hep kaçınırdım daha ziyadesiyle Türk dizisi hiç bir Türk yapımı dizisi oturup baştan sona seyredmedim. Çünkü bir yerden sonra sıktı yahut araya birşey girdi yorum yapmaya değer bile bulamadım. Örneğin geçen sezon Kadın ve Avlu dizilerini takip ediyordum. Ama mutlaka salt dizi izleyerek olmaz. Çay yapıyor, klavye çalışıyor yahut çamaşır bile katlıyordum. Çerezlik işleri dizi saatine bırakıyordum.  Ama Çukur dizisinin aynı şekilde tam anlamıyla seyretmedim. 

Oturma odasına girmem ve dizinin sahneleri izleyince merak ettim. Açtım izledim. Normalde bir diziye şans vermek için ilk 3 bölümünü izlerim. Puhu Tv'den izledim fakat hiç beğenmedim ilk bölümü Yamaç ve Sena sahneleri hiç gerçekçi değildi. Ama dizinin ilk bölümü güzel yerde bittiği için izlemeye devam ettim. Sonraki bölümler daha iyiydi. Dizinin ilk bölümü karakterleri tanıtmaya yönelikti. Koçavalıları tanıdık fakat biri hariç diziye kötü adam olarak giren, Vartolu Saadettin'i ama olsun ilk üç bölüm güzel gitti.  

İkinci bölümü ise Show Tv'nin internet sitesinden seyrettim. O daha fenaydı yani küfürlü bölümler sansürlenmişti. Ben sansürden yanayım küfürde hiç de özgürlük demeyin halk olarak tüm küfürler kadın üzerinden aile üzerinden döndüğü için iğrenç buluyorum. Neyse baktım böyle uzun uzun izlemek zor ve vakit de alıyor. YouTube Çukur hesabında dizinin önemli sahnelerini kolajlayıp koymuşlar böylece izlenebilir hale gelmiş. En azından daha kısa geliyordu. Her neyse diziyi izliyorum ama şu Sena karakterine öyle gıcık oluyorum ki sahnelerini direk atlıyordum. Yahut diziyi uzatmak için çekilen sahneleride atlaya atlaya atlaya sonunda ikinci sezonun bu bölümlerine geldim. Tabi internet paketim buna dayanmayınca bende artık son iki bölümü TV'den takip eder oldum. Malesef reklamlarla falan iyice baymaya başladı ve dizi gereksiz uzadı. 

Hala izlemeyenler için konu:İstanbul'un suçla özdeşleşmiş mahallesi Çukur'un kontrolü Koçova ailesinin elindedir. Suçla bu kadar içli dışlı olsa da ailenin kendine göre kuralları vardır. Bu kurallardan bir tanesi de uyuşturucu yasağıdır. Çukur'da uyuşturucu üretilmez, kullanılmaz, satılmaz. Fakat oyuna yeni dahil olan bir grup bu yasağı delmeye kararlıdır. Önce Koçovalılarla anlaşma yoluna giderler, olmayınca ise var güçleriyle mahalleye ve aileye saldırırlar. Tam aileyi diz çöktürdüklerini düşündükleri sırada öngöremedikleri bir gelişme olur. Kartlar yeniden dağıtılacaktır.

Yamaç kendini sadece kendi istediği gibi yaşamaya odaklamış, yarını düşünmeyen genç bir adamdır. Bir gece kendisi kadar, yaralı, tehlikeli ama bir o kadar da güzel bir genç kadınla tanışır. Kadının adı Sena’dır. Kısa sürede birbirlerine aşık olurlar ve evlenirler. Yamaç’ın Sena'ya söylediği gibi "ölene kadar mutlu" yaşayacaklarını düşünen genç sevgililerin arasına Yamaç’ın geçmişte bıraktığını düşündüğü ailesi girer. Sena, Yamaç’ın peşinden bu ailenin içine girerken ikisi de hayatlarında bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmemektedir.Benim için dizide Sena ve Yamaç aşkı çok dikkat çekici olmamasıydı. Yani tanışıyorlar evleniyorlar o kadar. Ben Vartolu ve Sadiş aşkını daha çok beğendim ne yalan söyleyeyim.  Çocukluktan birberlerin sevmeleri çok hoştu. Beğendiğim kısımlara, dizide mahalleye polisin müdahale etmemesine bayılıyorum. Çünkü daha çok bir distopya havası veriyor gerçeklikten sıyrılıyor bu yönünü seviyorum. Diğer bir yönü türküleri dizinin içine yedirmeleri biz yeni nesil Türküleri çok bilemiyoruz pop kültürüyle büyüdüğümüz için olabilir fakat insan bizden olanı içimizden olanı dinleyince daha çok ısınıyor. 

 Dramı güzel yedirmişler. Dramın  hayat hikayesi sahnesi, annesinin öldüğü yere gittiği anda çalan Mihriban Türkü'sü çok dramatikti ne yalan söyleyeyim ağladım o sahnelerde. Ve bu dramın üstüne Vartolu'dan  daha farklı bir intikam bekledim. Vartolu'dan  sonra sevdiğim karakterde Selim ben galiba hep kendini ezik hisseden ve dışlanmış insanların tarafını tutuyorum. Selim istemediği bir kadınla evlenmiş, boşanamıyor. Babası ne isterse yapıyor o kadar zenginliğe bir araba alınca azarı yiyor.  Be İdris Koçavalı o zenginlik içinde yaşayıp parayı harcamadıktan sonra Çukur senin olsun. 

En sevmediğim Karakterde, Sena İdris ve Sultan. Evet Sena'da oyunculuk kumaşı yok canlandıran Dilan Çiçek Yıldız başka bir yaz dizisine transfer olsun. Çünkü sana yaz dizileri çok yakışır canım. 

İdris, ey İdris! Senden hiç birşey olmaz. Ne aile babası, ne mahalle babası ne mafya babası senden olsa olsa iskele babası olur.  Yanında Emmi olmasa sen bir hiçsin, sıfırsın.  Evde karın dururken sen git gençtim ben diyip çocuk yap, başka kadınlarla gez, sonra karşına Vartolu dikilince haberim yoktu. Oğlun sana hayat hikayesini anlatıyor biz burda salya sümük ağlıyoruz ama beyfendinin gözünde yüzünde en ufak bir pişmanlık ifadesi yok. Özür dile, git mahkemeye nüfusuna al, Sen de hiçbir sevgi ifadesi göremeyince adam gitti Mahalleyi ele geçirdi iyi yaptdı. Oğlun Kahraman'da senin gibiydi. Evde karısı kızı dururken zina ediyordu. Sonunda layığını buldu, Ölüm kötü birşey ama karısının suratına gelip nasıl bakıyordu bilemiyorum. Kardeşi öldürmeseydi yine iyiydi orası biraz fazla oldu. Keşke bir şekilde yazsalarda Vartolu öldürmemiş olsun. Nasıl olsa öldü dediğimiz Baykal Bey ölmedi. 

Diğer bir kızdığım nokta İdris'e sen mahalleye ne verdin. Bütün tabular üstüne, birinin kocası senin yüzünden ölürse dul kadına evini veriyorsun. Mahalle de silah satıyorsun, kaçakçılık yaptırıyorsun. Uyuşturucuya yok, ve iyilik melaikesi İdris Baba eksik olsun. 

Sultan küçücük çocuğu sokaklara atmaya için nasıl elverdi. Bunu öğrendin hani nasıl hala o adamla birlikte oldun. Madem O seni sevmiyor niye onunla kaldın?  Paşa (Kötü Vezir) de bundan aşağı değil. 

Gelelim kötü yorumlara, Yamaç Koçavalı hemen mafya babası rolüne bürünmesi, Rocken Roll yaparken birden bire kulağa mikrofan takmalar falan hiç sindiremedim. Ama iyi oynuyor kendinden çok şey katıyor fakat bence karakter olarak zayıf, zaafı yok yani çok mükemmel her işin altından kalkıyor. Arada yenilmesi lazım.

Dizinin erkek oyuncuları çok iyi rol konusunda ama kadınlarda bir o kadar vasatın altında Perihan Savaşı tenzih ederim ama O da Acısını içinde yaşıyor pek rolü yok. Diğer bir nokta da sansürleneceğini bile bile küfürlü diyalog yazmaları kardeşim yazmayın başka birşey yazın oraya izlerken birşey anlaşılmıyor. Vartolu İntikam ateşiyle yanıp tutuşurken araya aşk katmaları da hoş değildi. Yani güzeldi aşkları ama intikamını yanlış aldı ve Kavuşamayınca aşk daha güzel oluyor. Neyse garibin yüzü o konuda güldü diyelim.

 Ve ikinci sezonda birinci sezondaki baskınlığı yok. Malesef, ne medet ile olan sahneleri ne de şiveli hali. 

1. sezon  iyiyken heyecanlıyken ikinci sezon malesef kötüydü. Elinizde malzeme varken, yapılacak çok ironi varken siz ikinci sezonda bize duvar seyrettiriyorsunuz. Kim nasıl hayatta kaldı bunu anlatsaydınız ya. Herkes sezon finalinde kurşunu yiyor ama nedense bölüm başı birileri dirildi ikinci sezonda. Kıyın oyuncularınıza mesela Sena'yı çıkarın. Ölsün. Karakuzular takımı da tam bir fiyasko, birbirleriyle hiçbir bağları yok ama o bağı anlatmaktansa bize saçma saheneler seyrettiriyorlar.  Cumali Koçavalı'dan da beklentim yüksek açıkcası ama o da benim için sınıfta kaldı.

Oyuncular iyi ama senaristi berbat olan bir dizi benim için.Benden bugünlük bu kadar görüşmek üzere....