Ah ah yine
tembellik edip yazmadım halbuki hergün İngilizce ile ilgili gelişmeleri sizlere
yazmam gerekiyordu fakat ben ne yaptım yazmadım . çünkü çalışmadım evet
çalışmadım. Aslında şöyle bir düşünceye kapıldım çalışmak istemiyorum
dedim. Çünkü bütünlemeden yeni çıktım.
Kpss den sonra hiç ara vermedim. Hemen vize final bütünleme ve mülakatlarla
uğraştım. Araya birde DHBT sıkıştırdım. Bırak İngilizce birkaç hafta beklesin
dedim. İyi mi ettim kötümü ettim bilemiyorum.
İki haftadır
hiç bakmadım desem yeridir. Sadece basit bir masal okudum. Birkaç film izledim.
Read at Work kitabına ise hiç bakmadım. Pdf olarak çalışmak zor oluyor o yüzden
gidip alacağım. Ne zaman alacağım onuda bilmiyorum ya bir ara alırım. Bu aralar
odama kapandım, film izliyorum. Dizi izliyorum. Ama akıl edip bunları
yazmıyorum. Tembellik galiba. Test sistemi kahrolsun bizi
hissizleştirdiler. Evdekilerle bile
iletişim kurmuyorum.
Oturma
odasına girdim 2 hafta önce Çukur dizisinin tekrarı varmış. Sonra çevrede
herkes seyrediyor ya biraz meraklandım tabi neyse işte ertesi gün izlemeye
başladım. Bölümleri uzun olduğu için
puhu tv den bu böyle izlenmez dedim. Açtım Youtube dan özel sahneler var oradan izledim. Bazen de hızlandırarak izledim. Yani 2 saatlik
bölümün önemli yerlerini atlayarak 40
dakikada hallettim.
Birde ben
hiç örgü bilmiyordum. Bu Türk dizisini izlerken bir modeli tığ ile örmeyi
öğrendim. Üç adet lif ördüm. İlki berbattı. Sonrakiler daha düzgün oldu. Neyse diziyi
bitirdim. Örgü heveside bitti. Annem
havlu kenarı başladı onuda biraz yapıp bıraktım. Televizyonda izlenecek türk
dizisi olsa izleyeceğim bir yandanda yapacağım ama yok. Ardından da bir kore dizisi izledim ama onda
altyazı takip etmek gerektiği için örgü örülemiyor. Birkaç adet de ABD yapımı
film seyrettim. Derken günlerim geçti gitti.
Artık oturda yaz birşeyler diyorum kendime sadece diyorum.
Okumuyorum
epeydir kitaplar beni bekleyor senelerdir kitap okumuyorum. Canım hiç
istemiyor. Bunun ayrı sebepleri var, okumayı bırakmamın istememin ne zaman umut
dolarım ne zaman yine çekilecek çilem olur. Dertlenmek istersem o zaman okuyup
yorumlarını da itinayla burada paylaşacağım. Belki yarın, belki yarındanda
yakın. Bilemiyorum.
Neyi
biliyorum ki? Başladığm her iş yarım. İngilizce
çalışmaya başla yarım, örgü öğren yarım bırak, hep böyle. Pek dışarıda çıkmadım
bu vakitte, sadece bir defa evin yakınındaki avmye gittim. Halamlara ve teyzemlere oturmaya gittim.
Dershaneden arkadaşlarım kahvaltıya geldiler. Kuzenlerim oturmaya geldi. O kadar. Haftaya okul açılacak canım oraya gitmeyi hiç
istemiyor, neden istesin ki bir insanın canı. Şu an odamda oturup dünya kadar
bilgiye ulaşırken neden okula gidip geliyim değil mi?
Evet evet,
evde oturmaktan sıkılmış bir bloggerın günlüğünü okudunuz. Sanırım biraz şehri
dolaşmanın vakti geldi. Ama ben yaşadığım şehri en çok ilk baharda seviyorum. Ne
hava çok sıcak ne de soğuk oluyor. Leylaklarda
açıyor. Mayıs gibi güller açınca değmeyin. O zaman o ruhsuz fakülteme
bile biraz renk geliyor. En iyi o vakitte gezmek.
Şimdi yazma
vakti olduğundan. Size izlediğim dizileri filmleri anlatayım.
Birde instagram hesabımı sildim. Çok mutluyum. Haftayada bir başka hesabımı kapatacağım. inşallah. Böyle böyle rahatlıyor insan. Oh be!